10 Nisan 2008 Perşembe

Karşımızdaki ne hissediyor?


Bugün izlediğim bir filmde (NOEL) geçen bir dialog beni çok etkiledi ve buraya yazmak istedim.
Konuşma, noeli hastanede geçirmek için (hikayesi karmaşık) bir kolunu kırdıran bir adamla psikolog arasında geçiyor. Psikolog, adam akıllı mı manyak mı (yani hastaneden ayrılabilir mi yoksa psikolojik tedaviye mi ihtiyacı var) diye zorunlu bir görüşme yapıyor.
Psikolog kadın, neden orda olduğunu, neden ailesinin yanında olmadığını, sonrasında da annesini ve çocukluğunu soruyor.
Annesi babasının ölümünden sonra başka bir adamla evlenmiş ama o adam annesini dövüyormuş. Birgün üvey babasını durdurmak isteyince bizim adamı merdivenden aşağıya yuvarlamış. Kolu kırılan bizimki kaçmış hastaneyye gitmiş. O geceyi (Noel gecesi) hastanede yanlız geçirmiş ama herkes onunla ilgilenmiş. Aslında güzel bir gece olmuş onun için. Ertesi sabah annesini aradıklarında annesi gelmemiş. Bizim adam da kaçmış, bir daha da aramamış onları.
Psikologun burada söylediği cümleye inanamadım.
"Belki annen senin kaçarak kurtulduğunu düşünerek seni almaya gelmemiştir" dedi...
"Anneni ara, inan sevinecektir."
Belli ki de öyle. Annesi onun o ortama dönmesini istememiş, kaçarak kurtulduğunu düşünmüştü. Çocuğundan bir şekilde vazgeçmişti - onun iyiliği için.
Doğru yanlış birşey demiyorum, sadece hayatı boyunca annesini suçlayan adamın bir cümle ile farklı bir bakışaçısına bürünmesi inanılmaz...

Peki ya siz, farklı bakışaçılarından bakmaya çalışıyor muyuz? Başkaları nasıl hissetti de öyle davrandı diyebiliyor muyuz?

Hiç yorum yok: