26 Şubat 2009 Perşembe

Hedef için Yetenek ve Enerji



İnsanın doğuştan gelen bazı yetenekleri olduğu kesin. Bunlar sadece farkında olduklarımız değildir. Aslında keşfedemediklerimizi de katmak gerek. Bunlar ise aslında dışarıdakiler tarafından görülüyor bazen, ama biz farkında değiliz.
Kişinin kendinin farkına varması denilen şey aslında hem kendi kendimize nasıl olduğumuzu söylediğimiz hem de başkalarının bizi nasıl gördüğü, ya da bizde ne gördüğü.
Bunları toparlamak gerekli, ve doğru değerlendirmeli. Kişinin kendini aslında olabildiğinin çok üstünde görmesi, ya da farkl şekilde görmesi de sorun olur. Başkaları beni böyle görmeli ya da görüyor diyip o yöne gitmesi de.
İnsanın kendini anlaması demekle bunun tümünü açık ve doğru görebilmesini kastediyorum. İnsanın doğal olarak iyi olduğu alanlarda, var olan iç enerjisini (bunu kafa, duygu ve fiziksel enerjinin tümü olarak söylüyorum) kullanması tam bir patlama yaratacaktır. Bunun tersi olursa, yani doğal yeteneklerinin dışında bir alanda kendini zorlarsa, enerjisini harcanır gider...
Burad insanların, yeni alanlara girmede koydukları mazeretler ön plana çıkabiliyor, yani, ben bu alanda iyi değilim diyebiliyor. Aslında bakılması gereken insandaki yeteneklerle o yeni alanın ne kadar uyuşup uyuşmadığı. Yeni bir alanda bir başlangıç yapmanın getirdiği bir zorluk olacaktır, kişi yetenekleriyle bunu ne kadar zamanda aşacak kritik olan budur.
Kişinin kendi yeteneklerinin üzerine gelişimini sürdürmesi, yetkinliklerini geliştirmesi (ki bu yetenekten ayrı bir konu), iş ya da sosyal alanda odaklandığı alanda önce iyi olmasını sonra da o alanın etrafında genişlemesini sağlayacaktır.
Bu da esasında hedefini kendine uygun koyma, o hadefe odaklanma ve o hedefte ısrarcı, hırslı, sonunu getiren biri olmayı gerektiriyor.
Yoksa aslında tembel insanın yapmak istediği oturmak, sıkılmak, sızlanmak....